ESP, araçların sürüş güvenliğini artırmak için tasarlanmış bir sistemdir. Bu sistem, araçtaki sensörler aracılığıyla aracın durumunu sürekli olarak izler ve ani manevralar, kayma, savrulma gibi durumlar algılandığında müdahale eder. ESP, aracın fren, gaz ve direksiyon sistemlerini koordineli bir şekilde kontrol ederek sürücüye daha güvenli bir sürüş deneyimi sunar.
ESP’nin temel işlevi, aracın yolda kalmasını sağlamak ve kayma veya savrulma gibi tehlikeli durumları minimize etmektir. Örneğin, ani bir virajda hızlı dönüş yapıldığında veya kaygan bir zeminde araç kaymaya başladığında, ESP devreye girer ve frenleri uyarlayarak aracın stabilitesini sağlar. Bu sayede araç, kayma veya savrulma durumlarından korunarak daha kontrollü bir şekilde hareket eder.
ESP’nin çalışma prensibi, araçtaki sensörlerin yaptığı hız, direksiyon açısı, yanal ivme ve tekerlek devir hızı gibi verileri sürekli olarak izlemesine dayanır. Bu veriler, bir kontrol ünitesi tarafından analiz edilir ve gerektiğinde frenlerin uygulanması, gazın kesilmesi veya direksiyon müdahalesi gibi önlemler alınır. Bu sayede araç, sürücünün isteklerine ve yol koşullarına uygun şekilde hareket eder.
Yazı Başlıkları(İncele)
ESP Hangi Arabalarda Var?
Esp sistemi 2015 yılından itibaren Türkiye’de resmi olarak satılan tüm araçlarda zorunlu hale getirildi. Bu tarihten önce üretilen birçok araçta ise ESP sistemi standart olarak sunulmakta idi. Özellikle 2010 üzeri C segment ve üstü araçlarda Esp standart güvenlik donanımı olarak bulunmakta. Ayrıca esp sistemi olan araçlarda lastik basınç sensörü de sistemin çalışabilmesi için standart donanım olarak bulunmaktadır.
ESP Nasıl Çalışır?
ESP’nin ne işe yaradığını öğrenmek isteyen herkes, aynı zamanda yağışlı havalarda araç sürüşünün ne kadar zorlu olabileceğinin farkındadır. Bu durumda, ESP sistemi devreye girerek aracın olası bir kaza anında savrulmasını önlemesiyle dikkatleri üzerine çeker.
ESP, Elektronik Stabilite Programı’nın kısaltmasıdır ve aracın sürüş güvenliğini artırmak için tasarlanmış bir sistemdir. Özellikle yağışlı havalarda, yol tutuşu azalır ve araç kayma veya savrulma eğilimine girer. İşte tam bu noktada ESP devreye girer ve aracın kontrolünü sağlamak için müdahale eder.
ESP sistemi, tüm tekerleklere hakim olan tekerlek hız sensörleri aracılığıyla aracın durumunu sürekli olarak izler. Bu sensörler, tekerleklerin hızını ve dönme hızını takip eder. ESP, bu verileri kullanarak aracın kayma veya savrulma eğiliminde olduğunu tespit eder ve müdahalede bulunur.
Yağışlı havalarda araç kaymaya başladığında, ESP sistemi fren sistemine müdahale ederek tekerleklerin dengeli bir şekilde fren yapmasını sağlar. Ayrıca, gaz kelebeği pozisyonunu kontrol ederek motor gücünü azaltabilir. Bu sayede aracın dengesi korunur ve sürücü daha fazla kontrol sağlar.
- Tekerlek Hız Sensörünü Kontrol Etme: ESP sistemi, tekerleklerin hızını sürekli olarak izler ve bu bilgileri kullanarak aracın kayma veya savrulma eğilimini değerlendirir. Tekerlek hız sensörleri, aracın dört tekerleğinde bulunur ve tekerleklerin dönme hızını hassas bir şekilde ölçer.
- Rotadan Çıkma Düzeyine Müdahale Etme ve Yanal İvme Sensörünü Aktifleştirme: ESP, aracın rotadan çıkma eğilimini algıladığında fren sistemine müdahale eder ve tekerlekleri dengeli bir şekilde frenler. Aynı zamanda yanal ivme sensörleri aracılığıyla aracın yanal hareketlerini takip eder ve gerektiğinde müdahale eder.
- Direksiyon Açısına Göre Devreye Girme: ESP sistemi, direksiyon açısını takip ederek aracın kontrolünü sağlamaya yardımcı olur. Özellikle ani direksiyon hareketleri veya virajlarda, ESP sistemine bağlı olarak fren veya direksiyon müdahaleleri gerçekleştirilir.
- ECU (Motor Kontrol Ünitesi) Aracılığıyla Haberleşme Sağlama: ESP sistemi, araçtaki diğer sistemlerle (örneğin, fren sistemi, motor kontrol ünitesi) iletişim kurarak entegre bir şekilde çalışır. Bu sayede ESP, araçtaki diğer sistemlerin verilerini kullanabilir ve gerektiğinde müdahalede bulunabilir.